freya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
freya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Mayıs 2019 Çarşamba

İskandinav Runik Alfabesi #13: Jera (Yıl)


Hasat zamanı mutluluk getirir
Toprak (tanrıça)
Bize parlak meyveler bahşettiğinde.


Kelime olarak “yıl” anlamına gelen Jera rünü tüm yıllık döngüden çok hasat zamanına yani tarlaların mahsül verdiği zamana değinir. Bu da dileklerinizi gerçekleştirmek için verimli bir zaman diliminde olduğunuz anlamına gelir.

Jera hagalaz, naudiz ve isa gibi üç sert anlama sahip rün harfinin arkasından gelir; soğuk ve zorlu geçen dönemin ardından bahar ve yaz ile gelen rahatlık duygusunu bize gösterir. Jera aslında “verimli mevsim” ya da “hasat zamanı” anlamına gelir. Hasat zamanı, sarf edilen çabaların doluluğa ulaştığı andır.

İskandinav inançlarında bereket ve cömertlik için tanrı Frey'e dua edilirdi. O ve kız kardeşi Freya bolluk dağıtan tanrı ve tanrıçadır. İsimleri “beyefendi” ve “hanımefendi” anlamına gelen Frey ve Freya, Vanir’in kral ve kraliçesi verimlilik tanrılarıdır. Keltler Dana ve Brigit’e, Yunanlar Demeter ve Persephone’a, İskandinavlar ise Frey ve Freya’ya bereket için dua ederdi.


Tanrı Frey toprak ile yakın ilişki içindedir. Genellikle büyükçe bir erkeklik organı taşıyor olarak tarif edilir. O, topraktan çıkan bereketin ve büyüyüşün simgesidir.


9 Ocak 2019 Çarşamba

İskandinav Runik Alfabesi #2: Fehu (Bereket)


Zenginlik rahatlık sağlar,
ancak fallara umut bağlayanlar ile onu paylaşmak zorundasın
tanrıların önünde yargılanmadan önce



Fehu ( ᚠ ), bereket ve bolluk anlamına gelen runik harftir. Zenginlik için akla gelen ilk rune harfi olarak fehu; servet, mal, mülk sahibi olma ve şansı işaret eder. Aynı zamanda bereket tanrıçası Freya ile ilişkili rune harfidir. Kehanette bulunduğunuz çubukları attığınız zaman fehu harfini görürseniz bu beklenmedik bir paraya veya maddi şansı işaret eder.


İlk zamanlarda fehu’nun orijinal anlamı sığır olarak geçiyordu. Sığır, hem etinden hem derisinden hem de sütünden faydalanılarak birçok gıda ve yaşam ihtiyacını karşıladığından dolayı göçebe yaşam süren İskandinavlar için bir zenginlik kaynağıdır.

Fehu harfi aynı zamanda altını ve madeni parayı da çağrıştırmaktadır. Bu harfin kehanet sırasında karşınıza çıkması zaman içerisinde para sahibi olabileceğinizi gösterir. Ancak inanışlara göre para biriktirmenin uğursuz olabileceği de belirtilmektedir. Odin’in Havamal’daki bir sözünde şöyle söylemektedir: “Para, insandan maymunlar yaratır!” (P.R.Mountfort – Kadim Viking İrfanı) Para şehveti insanları birbirine düşürebilir, sosyal yapıyı bozabilir ve kişisel çıkarları ortaya çıkarabilir. Yanlış yollarla biriktirilen para üzerine lanet çekebilir. Bu anlamda fehu her ne kadar kazancı işaret etse de bireyin kendi sahip oldukları tarafından başına bela gelebileceğini de işaret eder.



Çubukları dağıtırken fehu işareti karşımıza ters bir şekilde çıkarsa hayatınızdaki bereket akışında bir tıkanıklığa, yoksulluğa ve mahrum kalışa işaret eder. Bir önceki yazımda da bahsettiğim gibi runik harf ters olarak karşımıza gelirse orijinal anlamının tersini düşünmemiz gerekir.

Wardruna grubunun bu rune harfi ile aynı isimli bir şarkısını aşağıya bırakıyorum. Grubun şarkıları artık sizin için daha anlamlı olacak, çünkü neredeyse her rune harfine gönderme yaptıkları bir şarkıları mevcut. 

Başka bir ayrıntı vermem gerekirse Vikings dizisinin 1. Sezon 4. Bölümünde Ragnar ve tayfası ilk büyük vurgunlarını İngiltere’ye yelken açtıklarında Kral Aelle’ye ait bir kentte yapmışlardı. Bu vurgun esnasında arkada Wardruna’nın Fehu şarkısı çalıyordu. Bu vurgun ile büyük bir kazanç elde etmişlerdi.



2 Ağustos 2016 Salı

İskandinav Mitleri #5: Aesir, Vanir ve Bazı Krallar

İskandinav mitlerindeki tanrı ve tanrıçaları tanıtmış olduğum ilk yazımda aslında size sadece Aesir tanrılarını saymış oldum, bunların yanında bir de Vanir adı verilen tanrı topluluğu vardır.

Ass sözcüğü, ‘tanrı’ anlamına gelen Germence bir sözcükten türetilmiştir. Bu sözcüğün Gotik çoğul hali Lantince bir metinde asnis olarak ve ‘yarı tanrı’ anlamına gelen semideos şeklinde tercüme edilmiş haliyle geçmektedir. Vanr ise daha sorunlu bir sözcüktür. Eski İskandinav dillerinde ‘dost’ anlamına gelen vinr ve Latincede ‘aşk tanrıçası’ anlamına gelen Venüs sözcükleriyle ilişkilendirilen yorumlar da dikkat çekicidir.

Karşılaştırmalı diller uzmanı olan dünyaca ünlü Fransız bilgin Georges Dumézil, Aesir ve Vanir arasında yapılan ayrımın köklerinin çok eski tarihlere dayandığını ve Hint – Avrupa kökenli diğer halkların dinlerinde de bu ayrımın bulunduğunu öne sürmüştür. Dumézil’e göre, Vanir, yaşanan bir savaşın ardından daha üst mevkiye gelmiş olan aşağı mevkilere ait tanrılardır. İki tanrılar topluluğu arasında yaşanan bu mücadele Heimskringla1’da komşu halklar arasında yaşanan bir savaş olarak anlatılır:




Odin, Vanir’le savaşmak için bir ordu kurdu. İki taraf da vatanını kahramanca savundu ve sırayla zaferler kazandı. Birbirlerine ağır kayıplar verdirdiler. Birbirlerinin topraklarını yağmaladılar. Ve her iki halk da bitmek tükenmek bilmeyen bu savaştan usandığında, barış yapmak için bir araya geldiler; ateşkes imzalayıp birbirlerine rehineler verdiler. Vanir, en gözde adamları olan Niord ve oğlu Freyr’i rehin verdiler. Buna karşılık Aesir, verilen her türlü devlet işinin altından kalkabileceğini söyleyerek Hœnir denen adamı onlara teslim etti; yanına da yardımcısı niyetine çok akil bir adam olan Mimir’i verdiler. Vanir ise bu davranışa karşılık olarak, ülkelerindeki en zeki adamı onlara verdiler. Bu adamın adı Kvasir idi.

Hœnir, Vanaland’a gittiğinde ona derhal bazı yetkiler verildi. Mimir, ona hangi durumda nasıl konuşması ve ne söylemesi gerektiğini öğretti. Böylece Hœnir, yanında Mimir olmadan katıldığı mahkemelerde ya da toplantılarda, karşısına getirilen bütün zor davalarda hep aynı yanıtı verdi ve “bırakalım başkası karar versin” dedi. Derken Vanir, Aesir’in rehine takası sırasında kendilerini kandırdıklarından şüphelendiler. Mimir’i yakalayıp kellesini kestiler ve Aesir’e geri gönderdiler. Odin, Mimir’in kellesini teslim aldı ve çürümesin diye üzerine baharatlar sürüp, büyü yaptı. Bu işlem, Mimir’in kesik başına konuşabilme ve Odin’e pek çok karanlık sırrı anlatabilme gücü verdi.

Odin, Niord ve Freyr’i kurban törenlerini yönetecek kişiler olarak seçti. Niord’un kızının adı Freyja idi. O da kurban törenlerini yönetenlerdendi ve Aesir’e Vanir arasında yaygın olan seiðr (büyü) yapmayı öğreten de o oldu. Niord, Vanir arasında yaşarken öz kız kardeşi ile birlikte olmuştu. Bu davranış, Vanir arasında meşruydu ama Aesir arasında yakın akrabaların birlikte olmaları kesinlikle yasaktı.

Tanrılar arasında ayyuka çıkmış en büyük rezaletlerden birini görmek istiyorsak, Loki ve hasımları arasında yaşanan atışmanın nasıl utanç verici eylemlere ve davranışlara dönüştüğünü anlatan Lokasenna şiirine başvurmalıyız. Niord, oğlunun herkes tarafından sevilmesi ve tanrılar arasında bir prens olarak görülmesiyle övündüğü sırada, Loki ona şu sözlerle sataşır:


Kes artış şunu Niord, dizginle biraz kendini.
Saklamayamayacağım yaptığın rezilliği,
Övündüğün oğlunu kendi kız kardeşinden peydahladığını.
Gerçi senden beklenmeyecek bir şey değil bu.

Freyja araya girmeye çalıştığında, Loki ona da çatar:

Senin bilirim ben Freyja, kapa çeneni
Sen de sütten çıkmış ak kaşık değilsin hani.
Bu saraydaki Aesir’in ve Elflerin hepsi
Girmiştir senin koynuna.

Loki, verdiği bir sonraki karşılıkta ise, Freyja’yı erkek kardeşiyle birlikte olmakla suçlar…

Söz gelimi seiðr yapmak yararlı olduğu kadar, tehlikelidir de; zira yapanlara başkalarına zarar verebilme ya da ezoterik2 bilgilere ulaşabilme gücü veren bir büyü biçimidir. Odin’in bunu bildiği ve ona bunu muhtemelen Freyja tarafından öğretilmiş olduğu söylenmektedir:

Odin, büyük bir kudreti de beraberinde getiren Söz seiðr yapabilme beceresine sahipmiş; gerçekten de onu bizzat uygulamış. Bu gücü kullanarak insanların yazgılarını ve gelecekte meydana gelecek olayları bilebilirdi. İnsanoğlunun başına ölümü, kör talihi ya da hastalıkları musallat edebilir ya da bir kimsenin gücünü ya da zekasını, bir başkasına aktarabilirdi. Ama elbette bu gücün de bir bedeli vardı: Büyüyü yapan kişiye, bir erkek için son derece utanç verici bir şey olduğuna inanılan bir kadınsılık kazandırmaktaydı. Bu yüzden, nasıl büyü yapılacağı yalnızca kadınlara öğretilirdi.



Bununla birlikte, Vanir tanrılarının, insanoğluna genellikle hayrı dokunmaktaydı. Dumézil onları ‘sağlık, gençlik, doğurganlık ve mutluluk’ tanrıları olarak görür. Ayrıca, ikiz tanrılardan söz eder. Sözünü ettiği bu ikizler muhtemelen Freyr ile Freyja’dır. Niord’un da bir kız kardeşi (karısı) olması gerekir ve onun izi de biraz güç olsa da İskandinav mitlerinde bulunabilir. 1.yüzyılda yaşamış olan Romalı tarihçi Tacitus, Kuzey Denizi’ne komşu Germen kabileleri tarafından tapılan bir tanrıçanın varlığından söz etmiş ve kendisinin “Toprak Ana” olarak yorumladığı bu tanrıçaya (Niord adıyla tamamen kökteş bir sözcük olan) Nerthus dendiğini bildirmiştir. Bu tanrıça, takipçilerine huzur ve bereket sağlamaktaydı. Niord, İskandinav kaynaklarda, zenginlik, bereket, ticaret ve balıkçılık tanrısı olarak geçer. Freyr ise elverişli hava koşullarının sorumlusudur; dolayısıyla, üretim, huzur ve refah tanrısıdır. İnsanlar, büyük Uppsala tapınağında bulunan ve Freyr’i tasvir ettiğine inanılan bir erkek heykeline, kendilerine bereketli bir evlilik nasip etsin diye adaklar adayıp yalvarırlarmış.


Bu gibi temaların Ortaçağ günlük hayatında çok önemli bir yere sahip olmasından ötürü, aslında Vanir tanrıları hakkında elimizde pek çok mit olması gerekir. Ama şaşırtıcı biçimde, bu tanrılar hakkındaki mitlerin pek azı günümüze dek varlığını koruyabilmiştir. Bunların bazıları da yalnızca dolaylı olarak değinmelerden ibarettir. Sözgelimi, Freyja çok az bilinen bir tanrı olan Od ile evliymiş. Od, her yolculuğa çıktığında, tanrıça onun ardından ağlarmış. Freyja kocasını aramak için yollara düşer ve bu yolculukları sırasında farklı ve tuhaf takma adlar kullanırmış. Bu yüzden, Freyja’nın maceralarını anlatan muhtemelen pek çok mit vardır. Freyja, kocası için gözyaşı döktüğünde, dökülen bu gözyaşları altına dönüşürmüş. Bu yüzden altına gönderme yaparken ‘Freyja’nın gözyaşı’ ya da ‘Freyja’nın eriyen gözkapağı’ gibi bir dizi eğretileme geliştirilmiştir.


Kayıtlarda yer alan en ayrıntılı Vanir miti, Freyr’in dişi bir dev olan Gerd’e duyduğu tutkuyu anlatan bir aşk öyküsüdür. Şehvet ve bereket tanrısına yaraşır nitelikteki bu öykü ‘Skirnir’in Yolculuğu’ anlamına gelen For Skirnis şiirinde anlatılır. Odin’in, Hlidskjalf denen ve üzerinden dünyanın her yerini görebileceği görkemli bir tahtı vardır. Bir gün Freyr bu tahta çıkma cüretini gösterir ve daha sonra bu küstahlığından ötürü cezalandırılır. Tahta çıktığında kuzeye doğru bakmış (ve herkes bilir ki kuzeyde devler yaşar) ve orada parlak kolları olan güzeller güzeli bir kız görmüştür. Görür görmez kıza vurulan Freyr, kara sevdadan yataklara düşer. Oğlunun halini hiç beğenmeyen Niord, Freyr’in uşağı olan Skirnir’i bu durumun sebebini araştırması için görevlendirir. Skirnir, Freyr’e niçin bu kadar kederli olduğunu sorar ve çocukluk arkadaşı olmaları hatrına, sırrını ona anlatması için yalvarır. Freyr, dostunun ısrarı karşısında daha fazla dayanamaz ve aşkını itiraf eder. Skirnir’e o kızı bulup kendisine getirmesi için yalvarır. 

Skirnir, yolculuğun çok çetin geçeceğinin farkındadır. Bu yüzden, Freyr’in muhteşem atını ve en büyük hazinelerinden biri olan, kendi başına dövüşebilen kılıcını ödünç alır. Böylece, Skirnir yola koyulur ve sonunda, sürekli uluyan bekçi köpeklerinin etrafında nöbet tuttuğu, devlerin mekanına varır. Dışarıda oturmakta olan bir çoban, ona içeriye girmemesini öğütler. Skirnir çobanı dinleyip mekana girmekten vazgeçtiği sırada çıkagelen Gerd, kuzeyli konukseverliğine yakışır bir şekilde, onu bir içki alması için içeri davet eder ve ona ziyaret sebebini sorar. Skinir, olan biteni Gerd’e anlatır ve Freyr’in aşkına karşılık vermesi için ona Vanir tanrılarının muazzam bir servete sahip olduklarının açık bir kanıtı olan şu hediyeleri takdim eder: on bir altın elma ve her dokuz gecede bir kendisini çoğaltan bir yüzük. Fakat Gerd, yeterince altını olduğu gerekçesiyle bu teklifi reddeder. Skirnir, bunun üzerine, Gerd razı olana dek gitgide çirkinleşen (ve gizemli hale gelen) tehditler savurur. Gerd sonunda pes eder ve Freyr’e varacağını söyleyip dokuz gün süre ister. Bunun üzerine, Skirnir eve döner. Freyr dışarıda neler olup bittiğini duymak için can atmaktadır. Skirnir ona Gerd’in mesajını ilettiğinde Freyr, her gerçek aşığı kalbinden vurabilecek olan şu sözleri söyler:

Uzundur bir gece. İki gece ise daha uzun;
Nasıl dayanayım ben üç geceye?
Bir ay bile daha çabuk geçip giderdi önceden,
Böylesi bir evlilik arifesinden.


Kimi karanlık noktaları olmakla birlikte For Skirnis aslında en anlaşılan İskandinav mitlerinden birini anlatmaktadır. Gerd sözcüğü, Eski İskandinav dilinde ‘etrafı çevrili arsa, tarla’ anlamına gelen bir cins isim olan gardr ile bağlantılıdır. Dolayısıyla, Freyr ve Gerd’in birlikteliği, bereket tanrısıyla ekili toprakların yaptığı kutsal evliliğin bir anlatımı olarak görülebilir. Sonuçta, For Skirnis şiiri mutlu sonla biter.



Niord ile Freyr, İsveç’in halef-selef kralları olarak tanımlanırlar. Freyr oldukça sevilen bir kraldı; onun krallığı sırasında hasatlar bereketliydi ve ülkede İsveçlilerin sebebini krallarından bildikleri uzun süreli bir barış hali egemendi. Freyr, topladığı vergilerle ve haraçlarla, Uppsala’daki büyük tapınağı yaptırdı.

 Freyr hastalanıp yatağa düştü. Hastalığı ilerleyince, adamları nasıl bir yol izleyeceklerini uzun uzun düşündüler. Birkaç kişi dışında kimsenin onun yanına yaklaşmasına izin vermediler ve bu arada üç penceresi ile tek kapısı olan bir höyük inşa ettiler. Freyr öldüğünde, naşını gizlice bu höyüğe taşıdılar ve İsveçlilere onun halen sağ olduğunu söylediler. Onun cesedini üç yıl boyunca orada tuttular. Toplanan tüm vergi paralarını, altını ilk pencereden, gümüşü ikinci pencereden, bronzu ise üçüncü pencereden olmak üzere höyüğün içine boşalttılar. Böylece barış ve bolluk dönemi devam etti…  Bütün İsveçliler Freyr’in çoktan ölmüş olduğunu fark ettiklerinde bile barış ve bereket dönemi halen sürmekteydi. Freyr’in naşı İsveç’te kaldığı sürece durumun böyle devam edeceği sonucuna vardılar ve bu yüzden onun cesedini yakmayı reddettiler. Ona ‘dünyevi şeylerin tanrısı’ anlamına gelen veraldargod adını verip barışın ve bolluğun sürmesi için ona kurbanlar adadılar.

Bu öykü hiç kuşkusuz tanrı Freyr’in maceralarına özgü - zenginlik ve bereket gibi - birtakım öğelere sahiptir, ama aslında kral olmanın da tanrı olmak kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Ne de olsa, köken olarak ‘lord’ anlamına gelen bir cins isim olan Freyr, Eski İngilizcede hem dünyevi hem de uhrevi kralları nitelemek için kullanılan frea sözcüğüyle bağlantılıdır. Daha yakın tarihli Ortaçağ öykülerinden anlaşıldığı kadarıyla, ilk İskandinav kralları, ekinlerden ve sığırlardan bol verim alınabilen barış ve refah dolu mevsimlerin yaşanmasını sağlayabildikleri ölçüde halklarından saygı görürlerdi. Kimi efsanelere göre, bu konuda başarısız olan krallar katledilmekteydiler. Bazı kayıtlara göre, İsveç’in kaçak kralı Olaf da bunlardan biriydi. ‘Ağaç kesen’ lakaplı Olaf, ülkenin batısına kaçmış ve oradaki ağaçları kesip toprakları ekilebilir hale getirmiştir. Bunun üzerine, Olaf’ın ekilebilir hale getirdiği toprakların ne denli verimli olduğunu gören başka sürgünler de ona katılmışlardır.


Bir başka kral öyküsü ise halkına uzun süreli barış dönemi yaşatmış olmasıyla ünlü Frothi hakkındadır. Frothi öldüğünde, hizmetkarları ülkedeki huzur ortamını koruyabilmek için bu durumu halktan saklamaya karar vermişler. Kralı mumyalamışlar ve onu sanki başka türlü seyahat etmeye mecali yokmuş gibi gösterecek şekilde bir tahtırevan üzerinde taşıyarak, uzun bir süre boyunca kırsal bölgelerde gezdirmişler. Ancak cesedi çürüyüp kokmaya başladığında onu defnetmeye karar vermişler. Frothi adı ‘verimli, bereketli’ anlamına gelen frodr sıfatıyla bağlantılıdır. Ülkedeki huzur ortamı bozulmasın diye cesedi hizmetkarları tarafından ülkesinin topraklarında oradan oraya gezdirilen kralın öyküsü ile Güzel Saçlı Harald’ın babası olan Norveçli efsanevi kral Kara Halfdan’ın kaza sonucu ölümünü anlatan öykü arasında ufak tefek benzerlikler de bulunmaktadır.

Halfdan, Hadeland’daki bir şölenden evine dönmektedir ve izlediği yol onu donmuş Randsfiord’a çıkarır. Mevsim bahar olduğu için, buz üzerinde seyahat etmek hiç de güvenli değildir. Randsfiord üzerinden geçerlerken, buzlar aniden kırılır ve Halfdan ile yanındakiler oracıkta boğulur. Kral ve maiyetinin cesetleri daha sonra bulunur. Halfdan, özellikle halkına bereketli mevsimler getirmesiyle ünlenmiş bir kraldır. Ringelerike halkı, onun cenazesini kendi topraklarına gömmek için alıp götürmek ister. Ama Halfdan’ın egemenliği altındaki Romerike, Vestfold ve Heidmark gibi diğer yerlerin halkları ise buna, kralın cenazesi nereye gömülürse mevsimlerin orada bereketli geçeceği gerekçesiyle, karşı çıkarlar. Herkes kralın cenazesini ister. En sonunda, devlet adamlarına yaraşır bir tavırla uzlaşmaya varırlar ve kralın cesedini dört parçaya bölüp her bir parçayı bir bölgeye gömerler. Araştırmacılar Norveç’te Halfdan Höyüğü denen dört farklı yer olduğunu ileri sürmüştür.


Bu gibi efsanelerin ardında kimi yaygın İskandinav mitleri ya da belki de Germen mitleri yatmaktadır. Hatta bazı dinsel adetler bile bunlardan türemiş olabilir. Vanir tanrıları, İskandinav dininin pratiğinde açıkça önemli bir yere sahiptiler. İskandinav toplumunda tarım ve ticaret alanlarındaki zenginliği sağlayıp yönetilmekteydiler. Bu yüzden, Vanir tanrılarının genellikle adak tanrıları olarak anılıyor olmaları şaşırtıcı değildir. Mantığa aykırı görünse de, böylesine önemli bir tanrılar topluluğu hakkında ancak çok az mitin günümüze dek varlığını koruyabilmiş olmasının sebebi, belki de bu tanrıların pratikte sahip oldukları önem olabilir. 12.yüzyıl tarihçilerinden Bremenli Adam, Uppsala’daki büyük pagan tapınağı ve o tapınakta yapılan ayinler hakkındaki gözlemlerini derlemiştir. Tapınağın içinde üç büyük tanrının resmi bulunmaktadır. Adam, bunlardan birini Fricco diye adlandırır ve onun “ölümlülere barış ve sefa ihsan eden” birisi olduğunu söyler. Ama elbette bu sima aslında Freyr’den başkası değildir.

 Bu sefer yazım biraz daha tarihi bilgi içerikli olduğu için ağır gelmiş olabilir ama bir kez daha okunursa bence akılda kalıcı şeyler bulabilirsiniz. Hatta güzel bir Wardruna parçası eşliğinde okursanız daha da akılda kalıcı olabilir... 



1Heimskringla: Snorri Sturluson (1179 – 1242) tarafından yazılan ve Norveç krallarının yaşam öykülerini anlatan saga türü destanın adıdır.
2 Ezoterik: İçe yönelik anlam/ileti, asıl olarak belirli kişilerin içselliği ile sınırlandırılmış felsefi öğretilerdir.

11 Ocak 2016 Pazartesi

İskandinav Mitleri #1: Tanrılar ve Tanrıçalar

Mit, genellikle doğaüstü kişileri, eylemleri ya da olayları anlatan ve doğal ya da tarihsel olgular hakkındaki yaygın bazı kanıları somutlaştıran, tamamen kurmaca bir öykü diye tanımlanır. İskandinav mitleri doğaüstü varlıklar ve olaylarla ilgilidir ve bu yüzden, Orta Çağ yazarlarının bize aktardıkları pagan/İskandinav düşünce tarzını anlamamıza yardımcı olabilirler. 

İskandinav sözcüğünü duyan pek çok toplumun -özellikle İngilizlerin- aklına hemen MS 800 ile 1100 yılları arasındaki üç yüz yıllık süre zarfında dört bir yanı fethetmiş, sömürgeleştirmiş, yağmalamış, ticaretle uğraşmış ve hatta kimileyin İskandinavya'nın doğusunda ve batısında yerleşim yerleri kurmuş olan gözü pek ve acımasız Viking halkı gelir. Bu insanların pagan bir dinleri ve epey karışık mitolojileri olduğunu söyleyebiliriz. Bu karmaşık mitoloji hakkındaki Türkçe bilgi azlığı beni rahatsız ediyor ve bu yüzden bulabildiğim kadar en dip köşe bilgileri sizler ile paylaşmak istiyorum. Yunan mitolojisi iyi güzel ama çok seks! Bize biraz daha vurdulu kırdılı bir halkın sert tanrıları lazım. İlk paylaşımım da bu tanrılar ve tanrıçaların kim olduğu üzerine olacak. Şimdiden iyi okumalar! 


Aesir ve Asynjur

Aesir tanrıları aslında Asgard içinde yaşayan tüm tanrıların genel adıdır ve büyük bir soydur. Tanrıları ölümsüz değildir fakat diğer ölümlülere göre daha uzun yaşarlar. Aesir soyunun lideri ise Odin'dir. Asgard içinde yaşamını sürdüren ölümlüleri ve Vanir soyundan gelen tanrıları yönetmektedirler. Vanir, İskandinav mitolojisinde soy olarak Aesir'den sonra gelen ikinci tanrı topluluğudur ve Dokuz Diyar içinden Vanaheim'da yaşarlar. Eski Nors hikayelerinde Aesir ve Vanir tanrılarının savaş içinde olduğu bilinmektedir.
Ayrıca Aesir, İskandinav mitolojisindeki erkek tanrılara verilen isimdir. Aesir tanrıları Asgard'ta Asynjur adı verilen tanrıçalar ile birlikte yaşamlarını sürdürmektedir. Tanrılar Asgard'a eşleri için Vingolf isimli çok güzel bir ev inşa etmişlerdir.


Aesir Tanrıları


Odin

Aesir tanrılarının ve Asgard'ın kralıdır. Haftanın ortanca günü olan Çarşamba adını Odin'den almaktadır (Onsdag). Bor ve Bestla'nın oğludur. Vili ve Ve adında iki kardeşi vardır. Frigg ile evlenmiştir. Balder ve Hod isminde oğulları olmuştur. Odin'in dişi dev Fjörgyn ile ilişkisinden Thor adında oğlu olmuştur. Başka bir dişi dev Grid'ten Vidar ve Rind'ten de Vali adında oğulları olmuştur. 
Odin, Asgard tanrıların lideri ve en güçlü olanıdır. Odin'in Asgard'ta yaşadığı evin ismi Valaskialf'tır ve evinde Hlidskialf adında bir tahtı bulunmaktadır; bu tahttan Dokuz Diyar'ın hepsini gözetleyebiliyordu. Zafer, mutluluk ve bilgeliğin tanrısıdır. Kendisine "Ruhların Lideri" takma adı verilmiştir.


Thor

Odin ve Fjörgyn'in oğludur. Gök gürültüsü tanrısı olarak bilinmektedir. Haftanın dördüncü günü olan Perşembe ismini ondan almıştır (Torsdag). Sif ile evlenmiş ve bu evliliğinden Trud ve Modi adında çocukları olmuştur. Ull ise Sif'in oğludur ve Thor onu da üvey evlat olarak kabul etmiştir. Ayrıca dişi dev Jarnsaxa'da Magni adında bir oğlu da vardır. 
Thor güçlü tanrılardan biridir fakat çok akıllı sayılmazdı. Pek çok dev onu aptal yerine koyar ve onunla dalga geçerlerdi. Thrudheim'da adında bir yerde yaşardı ve Asgard'ın en büyük evi olarak bilinirdi.



Tyr

Gökyüzü ve savaş tanrısıdır. Tanrıların en cesurudur. Haftanın ikinci günü olan Salı günü ismini Tyr'dan almıştır (Tirsdag). Cesareti ise kurt Fenrir'e göz kulak olmayı kabul etmesinden gelmektedir. Fenrir bir gün zincirlerinden kopar ve etrafa saldırmaya başlar. Bu sırada Tyr sağ elini kurda kaptırır ve İskandinav mitolojisinde tek elli olarak tasvir edilir.


Baldr

Odin ve Frigg'in oğludur ve tanrıların en iyisi olduğu söylenmektedir. Hod adında ağabeyi vardır. Nanna ile evlenmiş ve bu evlilikten Forsete isimli bir oğlu olmuştur. İsmi "Lord" anlamına gelir.
Baldr, Asgard'ın Breidablik bölgesinde yaşar.  Evinin çatısı gümüşten diğer kalan kısmı ise altından yapılmıştır. Her zaman temiz ve neşeli bir ev olmuştur; hiç bir zaman kötülüğü içinde barındırmamıştır. Aesir tanrıları içinde en kibar ve güzeli olarak betimlenmiştir fakat tüm bu iyi özelliklerine rağmen silik bir tanrı olarak kalmıştır. Aynı zamanda bir çeşit savaş tanrısı olarak da ismi mitlerde yer almıştır. Baldr hakkındaki mitler "Baldrs draumar" yani "Baldr'ın rüyaları"ndan gelmektedir.


Heimdall

Heimdal dokuz annesi olan ve bunların hepsi kardeş olan bir soydan gelmiştir. Asgard ve Midgard'ı birbirine bağlayan Gökkuşağı Köprüsü "Bifrost"un koruyucusudur. Aynı zamanda Odin'in en elit askerlerini yani Einherjarları yetiştiren de odur. 
Heimdall uzun boylu, yakışıklı, dişleri altından olan bir tanrıdır; ona "Altın Diş" takma isminin verilmesinin de sebebi bu yüzdendir. Kuşlardan daha az uyur ve çok iyi görme/duyma yetisine sahiptir. Yüzlerce kilometre öteyi gece gündüz demeden gözetler. Bifrost'un ilerisinde bulunan Himinbjorg isimli evde yaşar. 
Heimdal Gulltop adında bir ata sahiptir ve bu at tamamen altından yaratılmıştır. Hofund isimli bir kılıcı ve Gjallarhorn isimli bir boynuza da sahiptir. Bu boynuzun sesi o kadar temiz ve yüksektir ki çalındığı zaman Dokuz Diyar'ında duyacağı rivayet edilir. Heimdall bu boynuzu Ragnarök'ta çalacağına inanılır ve Gjallarhorn'un sesini duyan herkesin kıyamet savaşına hazır olması gerektiği söylenmektedir.


Bragi

Odin ve Gunnlod'un oğludur ve Idun ile evlenmiştir. Şiir ve müziğin tanrısı olarak bilinmektedir. Bragi'i çok uzun sakallı ve bilge biri olarak tasvir edilmiştir. Bragi bilgeliği ve en çok da sözcükleri akıcı ve hızlı bir şekilde söylemesi ile bilinmektedir. En bilgili olduğu konular şiir ve şarkılardır. Adı "Bragr"dan gelir yani "Şiir" anlamındadır.


Delling

Delling ya da Dellingr "parlayan, gün ışığı" anlamına gelmektedir ve gündoğumu tanrısı olarak bilinmektedir. Delling dişi bir dev olan Nat (night/gece) ile evlenmiş ve birlikteliklerinden Day (gün) adında oğulları olmuştur.



Freyr

Vanir tanrılarından Njord'un oğlu ve Freya'nın ikiz kardeşidir. Bereket tanrısı olarak bilinmektedir. Gerd isimli bir dev ile evlenmiştir. Alfheim'ın lideri ve cücelerin efendisi olarak bilinmektedir. Freyr "Lord" anlamına gelir ve inanılmaz derecede yakışıklı bir tanrıdır. Bereketin, barışın, gün ışığının tanrısıdır. Freyr eski bir Vanir üyesidir. Vanir ve Aesir arasındaki savaşlar bittiğinde Freyr ve diğer iki Vanir tanrısı Aesir'e gönderilmiştir. Aesir de Honir ve Mimir'i Vanir'e göndermiştir.


Forseti

Nanna ve Baldr'ın oğludur ve adalet tanrısı olarak bilinmektedir. Forseti aynı zamanda "başkan" anlamına gelmektedir.  İnsanlar ve tanrılar için adeleti sağlayıcı bir mahkeme görevi taşır. Meditasyon becerisine de sahiptir. Forseti Asgard'da Glitnir isimli gümüş çatılı ve altın sütunlarla kaplı bir evde yaşamaktadır. Glitnir "ışıldayan, parlayan" anlamına gelmektedir. Forseti'nin evi çok uzak mesafelerden bile görülebilecek kadar ışık yaymaktadır. 


Hermod

Odin ve Frigg'in oğludur ve cesurluğu ile bilinmektedir. Hel'e gidip Baldr'ı oradan almak için gönüllü olmuştur.


Hoder

Odin ve Frigg'in oğludur. Asgard'da diğer tanrılar ile birlikte yaşar ve kör bir tanrıdır. Kardeşi Baldr'ı ökseotu ile sarılmış bir ok ile öldürmüştür.


Honir

Honir uzun boylu, uzun bacaklı, yakışıklıdır. Kardeşinin adı ise Odin'dir. Aesir ve Vanir tanrıları arasındaki savaşta ateşkes imzalanabilmesi için Vanir'e rehin olarak gönderilmiştir.


Kvasir

Odin tarafından yaratılmıştır. Şiir ve bilgeliğin tanrısıdır. Kvasir çok bilge bir adamdır.İsmi "tükürük" anlamına gelir, bu onun nasıl yaratıldığını ona hatırlatır.Aesir ile Vanir arasındaki savaş bittiğinde Odin tükürükten yeni bir tanrı yani Kvasir'i yaratmıştır. Kvasir her soruyu cevaplardı ve mükemmel bilgeliği ile bilinirdi.


Magni ve Modi

Magni çok güçlü bir tanrıdır ve ismi "mighty-kudretli" anlamına gelir. Thor ve dişi dev Jarnsaxa'nın oğludur. Modi adında bir kardeşi vardır. Modi'nin isminin anlamı "courage-cesaret"tir. Thor ve Sif'in oğludur. Magni ve Modi, Ragnarök'tan sonra Thor'un çekicini miras olarak alacaktır.


Mimir

Adı "bilge olan" ya da "öğüt veren" anlamına gelir. Mimir tecrübeleri ve bilgeliği ile bilinmektedir. Aesir ve Vanir savaşı sırasında idam edilmiştir. Savaştan sonra kafası Odin'e gönderilmiş, bu durum hayal kırıklığı yaratmıştır. Mimir aynı zamanda "Mimir's Well - Mimir'in kuyusu" ile de bilinir. Her kim bu kuyudan su içerse bilgeliği elde edecektir. Odin bu sudan içip bilge biri olmak için Mimir'e bir gözünü vermiştir.


Narfi

Loki ve Sigyn'in oğludur. Vali adında bir kardeşi vardır. Vali, kardeşi Narfi'yi kurda dönüp öldürmüştür.


Njord

Freya ve Freyr'in babasıdır. Dişi dev olan Skadi ile evlenmiştir. Nerthus adında bir kız kardeşi vardır.Njord rüzgarın, kıyıların, denizcilerin, ırmakların tanrısı aynı zamanda Vanir tanrılarının da bir üyesidir. Aesir ve Vanir arasındaki savaş bittiğinde Njord ile birlikte iki kişi Aesir'e ateşkes simgesi olarak giderler. Njord, Asgard'da bir sahil kenarında Noatun adı verilen bir gemide yaşamaktadır.


Vidar

Odin ve Grid'in oğludur. Bilinen en güçlü ikinci tanrıdır. Vidi adında bahçeye benzeyen huzur dolu bir yerde yaşamaktadır. Sessizliği ve sakinliği ile bilinir fakat Ragnarök'ta ölen babası Odin'in intikamını alacağı anlatılmaktadır.


Asynjur Tanrıçaları



Freya 

Aşk tanrıçasıdır. Haftanın beşinci günü olan Cuma ismini Freya'dan almıştır (Fredag). Njord ve kız kardeşi Nerthus'un kızlarıdır. İkiz kardeşi Freyr'dir. Od ile evlenmiştir fakat bilinmedik bir sebeple kocası kaybolmuştur. Od'tan iki çocuğu olmuştur; Hnoss ve Gersimi. 
Freya aşk, şehvet, güzellik, sihir, bereket aynı zamanda ölüm ve savaş tanrıçasıdır. İsminin anlamı "hanımefendi, leydi"dir. Vanir'in eski üyelerinden biridir. Aesir ve Vanir arasındaki savaş bittiğinde Aesir'e gönderilen üç kişiden biridir. Güzelliği ile herkesi kendine hayran bırakan Freya şiir ve aşk şarkılarını severdi. Kırlarda gezindiği zamanlarda altın saçları arasından yerlere çicekler düşerdi. Ağladığı zamanlarda göz yaşları altına ya da kehribara dönüşürdü.


Frigg

Fjörgynn'in kızıdır. Doğa Ana olarak bilinmektedir. Odin ile evlenmiş; Baldr ve Hod adında oğulları olmuştur. Thor, Heimdall, Hoder, Hermod, Tyr, Bragi, Vidar ve Vali'nin üvey annesidir. Frigg, Asgard'ın kraliçesidir ve isminin anlamı "sevilen kişi"dir. Aşk, evlilik, doğurganlık, annelik gibi duygular ile betimlenmektedir. Evlenen kadınlar için en önemli tanrıçalardan biridir. Odin'den sonra evrende en üst mertebeye sahip tanrılardan biridir. Fensalir adında bir evi vardır.


Gefion (Gefjon)

Bereket tanrıçasıdır ve toprağı sürmek için kullanılan saban ile ilişkilendirilmiştir.  Gefion kendisini dilenci bir kadın olarak gizlerdi.


Idunn

Cüce Ivald'ın kızıdır. Bragi ile evlenmiştir. Gençlik/ölümsüzlük elmasının koruyucu tanrıçasıdır. Uzun ve sarı saçlı bir kadın olarak tasvir edilmiştir; baharın ve sonsuz gençliğin tanrıçasıdır. Ona verilen gençlik elmaları ile diğer tanrıların da yaşamlarının uzun olmasını sağlardı. Bir gün Idunn ve elmaları Loki tarafından kaçırılmıştı. Tanrılar gençlik elmaları kaybolduğu için giderek güçsüzleşmeye başlamışlardı ve Idunn'u kurtarmak için toplanıp plan yaptılar. Uzun uğraşlardan sonra Loki'yi kandırarak Idunn'u kurtarırlar.


Nanna

Baldr ile evlenmiştir ve Forseti'nin annesidir. Nanna, Baldr'ın öldüğünü öğrenince büyük bir kedere kapılır ve o da kocasının ardından ölür. Tanrılar Baldr ve Nanna'yı aynı sandala koyarak ateşe verirler.


Eir

Barış, hoşgörü, yardım ve merhamet tanrıçasıdır. Medikal yetileri ile bilinmektedir.



Sif

Uzun altın saçları ile tasvir edilen Sif tahıl, tarım ve bereket tanrıçasıdır. Thor ile evlenmiştir. Ull adında bir çocuğu vardır; Thor onu evlat edinmiştir. Hilebaz Loki, Sif'in saçlarını uykusunda kesmiş ve cüceler tarafından hazırlanan altın teller ile takas etmiştir.


Sigyn
Loki ile evlenmiştir. Narfi ve Vali adında iki çocuğu vardır. Loki'nin hileleri tanrıların ve yaşayan tüm ırkların başına bela getirdiği için tanrılar Loki'yi zincire gerer ve başının üzerine zehirli bir yılan koyarlar. Sadık bir eş olan Sigyn gece gündüz demeden onun yanında durur ve yılanın dişlerinden akan zehri bir kasede toplayarak Loki'ye zarar vermesini engeller. Sigyn dünyanın sonuna kadar Loki'nin yanında yer almıştır.


Sjofn

İnsanların ısrarcı fikirlerinin kötü sonuçlara yol açmaması için onları fikrinden döndürür ve erkek ile kadın arasındaki aşkı sağlayan tanrıçadır.


Snotra

Bilgeliği ile bilinmektedir. Zeki ve becerikli bir tanrıçadır.


Var

Kadın ile erkek arasındaki yeminin koruyucu tanrıçasıdır. Her kim yeminini bozarsa Var o kişiyi cezalandırır .