norse etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
norse etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Temmuz 2019 Cumartesi

İskandinav Runik Alfabesi #16: Algiz (Geyik Ayağı Otu)

Geyik ayağı otu bataklıkta büyür
suda cilalanarak, vahşice yaralayarak;
kanlarını yakar, üzerine elini değdirecek olanın.



Algiz kelime anlamı olarak “geyik ayağı otu” olarak bilinen koruyucu işaret olarak yorumlanır. Bu rün harfi karşınıza çıktığında olası herhangi bir tehlikeden korunacağınızı söyler.


Hayatımızda pek çok engelle karşılaşırız ve bu engeller bize gerçek tehlikeleri gösterir. Fakat Algiz sizin görünmeyen güçler tarafından korunduğunuzu belirtir. Kötü huylu düşmanlar, doğal afetler, hastalık, şiddet ve diğer olumsuz tüm etkenlerin bu rünü taşıdığınız müddetçe size zarar vermeyeceğine inanılır.

Algiz, hem “geyik” ile hem de “ayak otu” denen sihirli bir bitki ile ilişkilidir:

  • Geyik anlamı

Bir geyiğin boynuzları ile Algiz rününün arasındaki benzerlik aynı zamanda ikisi arasındaki anlam bağını güçlendirir. Geyik ya da erkek geyik, eski İskandinav ve Germen toplulukları için iri bir hayvandı. Geyik aynı zamanda şamanların ve sihirbazların totem hayvanı olarak görülürdü. Hatta Odin’in ünvanlarından biri geyik anlamına gelen “Elgr”dir. Germen mitlerindeki eş değeri ise “Woden”dir ve Vahşi Avın Boynuzlu Lideri olarak anlamlandırılır.



  • Ayak otu anlamı

Eski zamanlarda bitkiler sihir yapma amacı ile kullanılıyordu. Eğer bir bitki fiziksel etki üretiyorsa, sihirli bir seviyede işlevsel olduğu kabul edilirdi. Bu düşünce bitkilerin güçlü varlıklar oldukları fikrini doğurmuştur. Havamal’da (Yüce Kişinin Sözleri) Odin, rünlerin etkisiyle öğrenmiş olduğu bir bitki sihrinden şöyle bahseder:

Eğer biri bana zarar verecek olursa
Bir ağaç köküne rün harfleri yazarak
Bunu dileyen adama keder vereceğim,
Felaket ile karşılaşacak, ben ile değil.



24 Nisan 2019 Çarşamba

İskandinav Runik Alfabesi #12: İsa (Buz)


Buz soğuk ve kaygandır;
mücevher gibidir ve parlar, 
işinde adildir, donmuş tarlada.


İsa, kuzey inançlarına göre tüm doğa olayları içerisindeki en düşmancası olan “buz”u simgeleyen runik harftir.

Yılın büyük bir kısmı soğuk geçen kuzeyde buz, acı veren ve habersiz gelen; toplumdan verimli toprağı, sıcaklık ve rahatlığı çalan mevsimsel bir belaydı. Buz, hazırlıksız olanı daima gafil avlamakla tehdit eden bir unsurdu.


İsa, cinsel ilişkiyi de olumsuz etkileyen bir ründür. Bu işaret cinsel iktidarsızlığa ya da soğukluğa sebebiyet verirdi. Maddi açıdan ise fakirlik, bizi hoş olan şeylerden yoksun bırakacak ürpertici buz olabilir.

Kısacası bu zorlu geçen buzul durumu kırmak için ışık ve sevginin sıcaklığı gerekir.



18 Kasım 2018 Pazar

İskandinav Mitleri #14: Voluspa (Kahinin Kehaneti)

Voluspa - Völuspá (Kahinin Kehaneti), Poetic Edda’nın ilk ve en bilindik şiiridir. İskandinav mitolojisi hakkında öğreneceklerimiz açısından da en önemli belgelerden biridir.
Voluspa hakkında bilinmesi gerekenler:
65 kısa kıtadan oluşan Voluspa başlangıçtan dünyanın sonuna kadar yaşanacak olaylardan, dünya tanrılarından ve canavarlardan bahsetmektedir. Şiir çoğunlukta pagan inanışlarına dayanılarak yazılmış olsa da araştırmacılara göre yazıldığı dönemde yayılmaya başlayan Hristiyanlık inancından da etkilendiği belirtilmiştir. Bu nedenle, Voluspa şiirinin günümüzdeki hali Hristiyan geleneğin izlerini de yansıtabilmektedir.

Voluspa şiiri, “kadın kâhin” anlamına gelen ve ismi bilinmeyen bir volva’nın kehanetlerinden oluşmaktadır. Bu şiirde Valfather adıyla anılan Odin, kadın kahinden insanoğlunun yaradılışını ve geleceğini kendisine anlatmasını ister ve bu konuda onu zorlar. Kadın evrenin ve ilk insanın nasıl yaratılacağından ve nasıl çoğalacağından bahseder. İnsanlık ve tanrılar kendi altın çağlarını yaşayacaklarını ve her şeyin mükemmel bir düzende ilerleyeceğini anlatır. Fakat anlatılarının ilerleyen bölümlerinde Odin’e, tanrıları ve insanlığı büyük bir kıyametin beklediğini söyler.

Ayrıca Voluspa, dünyanın sonu olacak Ragnarok’un aslında gerçek bir son olmadığını ve evrenin bir döngü içerisinde olduğunu anlatmaktadır. Voluspa şiirinde kadın kahinin gördüğü bu yeniden doğuş anı şöyle betimlemektedir:

Yeni bir dünyanın yükseldiğini görür kadın kahin,
Yine denizlerden ve bir kez daha yeşilliklerle kaplı olarak;
Kartalların gürüldeyen çağlayanların üzerinde uçtukları
Ve dağlardaki akıntılarda balık yakaladıkları.

Tüm olanların bir sonucu olarak, bir altın çağ yaşanacaktır. Tarlalar ekilmeden ürün verecek -ki bu her zaman insanoğlunun hayali olmuştur- ve bütün hastalıkların çaresi bulunacaktır.

Yazımın konusu olan Voluspa şiirinin tamamını İngilizce çevirisi ile bilikte orijinal dilinde okumak isteyenler buraya tıklayabilir.
Wardruna'dan Skald albümü öncesi sürpriz!
Vikings dizisi sayesinde çoğumuzun hayatına giren Wardruna grubunu bilirsiniz. Bilmiyorsanız da hemen size bilmeniz için bir neden söylüyorum: Bu yazıyı yazmamın asıl amacı Wardruna grubunun geçtiğimiz hafta Voluspa şiirinden aldığı çeşitli dizeler ile bestelemiş olduğu parçanın klibinin yayınlanmasıdır. Grubun ana solisti olan Einar Selvik’in solo olarak bestelediği şarkıda sırayla şiirin 1-3-57-45/47-44-59-64-65 numaralı dizeleri seslendirilmiştir. Seçilmiş olan dizeler özet olarak mitlerdeki yaradılış – kıyamet – yeniden doğuştan bahsediyor.
İlk olarak Kahin kadın tüm ulu tanrıların sessiz olmalarını ve anlatacaklarını dinlemesini ister. Valfather Odin’in isteği üzerine ilk insandan bahsetmeye başlar. Ymir’in ortaya çıkışına kadar toprak, deniz, gök kısacası hiçbir şeyin olmadığını ve toprakların kuru ve verimsiz olduğunu söyler. Arada belirtilmeyen dizelerde Ymir’in ölümüyle denizlerin, yeryüzünün ve gökyüzünün oluştuğundan ve Odin, Vili ve Ve kardeşlerin ilk insanlar Ask ve Embla’yı yarattıklarından; böylece insan soyunun nasıl çoğaldığından bahsedilir.

Şiirin 57. kıtasında artık gelecek olan kıyamet gününden bahsetmeye başlanır. Kahin kadın Odin’e güneşin yok olacağını ve yer yüzünün sular altında kalacağını; tüm evreni ateşler saracağını anlatır. Aile bağlarının zayıflayacağından ve kardeşlerin birbiri ile savaşacağından, birbirlerine ihanet edeceklerinden bahseder. Fakat yaşanacak olan bunca kıyametin ilerisini de gördüğünü ve aslında Ragnarok’un tanrıların zaferi olacağın söyler.

Yeni bir dünyanın ikinci kez yükseldiğini gördüğünü ve kartalların yeniden uçtuğunu, şelalelerin yeniden aktığını, insanların geçimlerini sağlayacaklarını söyler. Gimle’de güneşten daha güzel bir oda gördüğünü ve oraya güçlü bir liderin geleceğini, kuralları ile tüm evreni düzene sokacağından bahseder.




26 Ocak 2016 Salı

İskandinav Mitleri #4: Onur ve Adaletin Tanrısı TYR



Tyr, yazılış olarak İngilizce bir kelime olan "tear" ile benzerlik göstermektedir. Eski Nors dilinde Týr; Eski İngilizcede Tiw; Eski Almancada Ziu; Eski Cermen dilde Tiwaz (tanrı) şeklinde yazılmıştır. Kendisi Asgard'da yaşayan Aesir tanrılarından biridir. İsmi etimolojik olarak Hint-Avrupa kökenli Dyaus kökündendir ve Zeus ve Dionysos'la aynı kökten gelmektedir. "Tür" ya da "Tiyür" diye okunur. Simgesi yukarı doğru ok şeklindedir.

Tyr'ı nasıl tanıyabilirsiniz? Elbette "tek elli tanrı" ya da "kurdun bakıcısı" diyerek.

Odin'in oğlu, gökyüzü ve savaş tanrısıdır. Tanrıların en cesurudur. Haftanın ikinci günü olan Salı günü ismini Tyr'dan almıştır (Tirsdag). Cesareti ise kurt Fenrir'e göz kulak olmayı kabul etmesinden gelmektedir.



Snorri Sturluson, Nesir Edda adlı kitabında tanrı Tyr ile Hrodrsvitnir takma adıyla anılan kurt Fenrir'in karşı karşıya gelişini anlatmaktadır. Snorri, Tyr'ın "tanrıların en cesuru ve gözü pek savaşçıların koruyucusu" olduğunu söyler. Kurt Fenrir, dişi bir devin Loki'den olma canavar çocuklarından biridir. Tanrılar, kurdun, kardeşleriyle birlik olup günün birinde dünyanın sonunu getireceğine dair bir kehanet işitirler. Bu tehlikeyi önlemek için derhal harekete geçip kurdu henüz yavruyken yakalarlar. Ama kurdun bakımıyla ilgilenme cesaretini, tanrılardan sadece Tyr gösterir. Kurt henüz yavruyken her şey yolundadır ama tüm yavrular gibi o da bir gün büyüyecektir. Tanrılar kurdun büyümeye başladığını fark ettikleri zaman onu zincire vurmaya karar verirler. Önce kurdu kandırmaya çalışırlar... Zincire vurulmayı bir güç gösterisi gibi gösterip zincir ne kadar sıkı bağlanırsa onu kırabilmenin getireceği şan ve şöhretin de o denli büyük olacağını söyleyerek kurdu zincirlemeye ikna etmeyi başarırlar. Ama işler hiç de tanrıların düşündüğü şekilde gelişmez ve ne kadar sıkı bağlarlarsa bağlasınlar, kurt her seferinde zincirleri kırmayı başarır.

Tanrılar, hünerli zanaatçılar olarak bilinen cücelerden yardım istemek zorunda kalırlar. Cücelerden, sinsice dolaşan bir kedinin ayak sesi, bir kadının sakalı, bir dağın kökü, bir ayının çevikliği, bir balığın nefesi ve bir kuşun tükürüğünden oluşan -fiziksel olarak hiç bulunmayan ya da bulunması nadir olan- altı öğeyi kullanarak bir zincir yapmalarını isterler -ki böyle bir zincirin de mit olarak geçmesi çok normal-. Cüceler bu zinciri yapmayı kabul ederler. Tahmin edilebileceği üzere, bu öğeleri kullanarak son derece ince ama bir o kadar da sağlam bir zincir yapmayı başarırlar. Hazırlanan zinciri teslim alan Tanrılar hiç zaman kaybetmeden kurdun yanına giderler. Bir yandan bu yeni zinciri takmak için kurdu kandırmaya çalışırlarken diğer yandan da demir bir zinciri kolaylıkla kırabilen bir hayvanın, bunu da kolayca kırıp kıramayacağı hakkında kendi aralarında tartışmaya başlarlar. Kurt, böylesine ince bir zinciri kırmanın kendisine hiçbir şan şöhret getirmeyeceğini ve bu işin altında bir şeylerin döndüğünü fark eder ve zincire bağlanmayı reddeder. Fakat sonradan cesaretinden şüphe edileceğinden korkan kurt, zincir takılacağı sırada tanrılardan birinin iyi niyet göstergesi olarak bir elini onun ağzına sokması koşuluyla zincire vurulmaya razı olur. Tanrılar bu öneri karşısında şaşkınlık içinde birbirlerine bakarlar. Önce hiçbiri bu tehlikeli görevi üstlenmek istemez; ama en sonunda, tanrı Tyr elini kurdun ağzına sokmaya razı olur. Böylece tanrılar hileli zincirle kurdu zincire vurmayı başarırlar. Hileli zincirden kurtulmayı başaramayan kurt, can havliyle Tyr'ın elini ısırıp koparır. Bütün tanrılar bu olayın üzerine kahkahaya boğuldular, Tyr hariç.

Tanrılar, zincire vurdukları Fenrir'i götürüp bir kayaya bağlarlar. Bir daha kimseyi ısırmasın diye kurdun dişlerinin arasına bir kılıç yerleştirirler. Kayaya bağlanan kurt, par liggr hann til ragnarøkrs yani "dünyanın sonuna dek orada kalacak"tır.


İşin içinde Loki olmasa bile onun kanından biri olduğunda bile güzel bir sonuç oluşmuyor sanırım. İlerleyen zamanlarda Loki'nin hilelerinden, yalanlarından bahsettiğim bir yazı daha gelecek. TYR konseri öncesi böyle bir yazı paylaşmak istedim kimdir bu Tyr diye merak edenlere. Heh bir de "Nasıl telaffuz ediliyor la bu grubun ismi?" diyenler için yukarıda bunu da belirtmek istedim.



Zaman ayırdığınız için teşekkürler! ^^ 

25 Ocak 2016 Pazartesi

İskandinav Mitleri #3: Valhalla ve Bifrost


İskandinav mitolojisinin pek çok farklı diyara sahip olduğunu ve bu diyarların neler olduğunu önceki yazımda sizlerle paylaşmıştım. Bu yazımda çoğunluğun ilgisini çeken Asgard'a bağlı Bifrost'tan ve savaş alanlarında ölen kahramanların getirildiği Valhalla'dan bahsedeceğim.

Valhalla (Valhöll -  "val-HALL-uh" olarak telaffuz edilir.)

"Katledilmişlerin Salonu" anlamına gelir. Odin tarafından yönetilmektedir. Kim ki savaş alanında can verirse ölenlerin yarısı Valkyrie'ler tarafından Odin'in sarayı Valhalla'ya götürülürdü; diğer yarısı ise tanrıça Freya'nın köşkü Folkvangr'a gönderilirdi. Odin'in kadın savaşçıları onun Valkyrie'leridir ve ölümsüzlük karşılığında, savaşta hangi savaşçıların ölüp hangilerinin sağ kalacaklarına onlar karar verirlerdi. Valhalla'da düzenlenen her ziyafette masanın başına Odin oturur ve savaşçılar ile birlikte şarap içer, onlar ile birlikte yemekler yerdi. Aynı zamanda Odin'in Huginn (düşünce) ve Muninn (hafıza) isimli kuzgunları da bu masada onun omuzlarında otururdu.


Eski Nors şiirlerinde Valhalla kalkanlar ve mızraklar ile çevrili, kurtlar ve kartallar tarafından korunan bir yer olarak tasvir edilmektedir. Valhalla'nın giriş kapısının dışında Glasir adında altından bir ağaç bulunur. Bu ağaç ya da koru "tanrılar ve erkekler arasındaki en güzel" olarak tanımlanır. Çeşitli yaratıklar da Valhalla'nın çevresinde yaşamaktadır. Örneği erkek  Eikþyrnir ve keçi Heiðrún, bunlar Valhalla'nın üzerinde bulunan Læraðr ağacının yapraklarını yiyerek beslenirler.

Pek çok yazar Valhalla'nın Asgard'ın bir bölümü olduğunu söyler fakat Eski Nors araştırmacıları da böyle bir şeyin olmadığını söylerler. Peki Valhalla nerededir? Edebi kaynaklara bakılacak olursa Valhalla yeraltı dünyasının bir parçasıdır hatta Helheim'da olduğu söylenebilir. Helheim ve Valhalla arasındaki en kesin ayrımı Snorri Sturluson "Prose Edda" kitabında belirtmiştir. Snorri 13. yüzyıl Hıristiyan bilginlerinden biridir ve eski Nors bilgilerini derleyen isimler arasında en önemli kişilerden biridir. Onun yazdıklarına göre savaşta cesurca hayatını kaybedenler Valhalla'ya götürülürdü. Hastalık, yaşlılık gibi sebeplerden ölenler ise bir dahaki dirilişlerine kadar kendilerini Helheim'da bulur.



Bifrost: Gökkuşağı Köprüsü (Bifröst - "BEEF-roast" olarak telaffuz edilir.)

Eski Nors mitolojisinde Aesir tanrılarının yaşadığı Asgard diyarını biz insanların yaşadığı Midgard'a bağlayan gökkuşağı köprüsünün adıdır Bifrost. Heimdall tarafından korunmaktadır. Yüzlerce kilometre öteyi gece gündüz demeden bu köprü üzerinden gözetler. Kıyamet günü yani Ragnarök geldiği zaman devler Heimdall'ın gücünü etkisiz hale getirecek ve köprüyü geçerek tanrıları öldüreceklerdir. Aynı zamanda Ragnarök'ta Heimdall Gökkuşağı Köprüsü'nün önünde boynuzunu üfleyerek tanrıları savaşa çağıracaktır.

Etimolojik araştırmalara göre Bifrost kelimesi belirsiz bir kelimedir. Orijinali "Billröst" kelimesine benzetilmektedir, anlamı da "bir anda görünüp kaybolan gökkuşağı"dır. 13. yüzyılda yazılmış olan Poetic Edda'da bu ismiyle yani "billröst" ismi ile geçen köprünün adı Prose Edda'da "bifröst" olarak geçmektedir. Prose Edda'ya göre köprü Heimdall'ın sarayı Himinbjörg'da biter. Bilginler Gökkuşağı Köprüsü'nün bildiğimiz Samanyolu'nu temsil ettiğini düşünmektedirler. Pek çok bilginin dediğine göre Bifrost "parlayan yol", "cennete giden yol" gibi anlamlara da sahiptir. Poetic Edda'da köprünün ismi iki şiirde geçmektedir: Grímnismál ve Fáfnismál. Prose Edda'da da  Gylfaginning ve Skáldskaparmál isimli başlıkların içinde geçmektedir.

Vikingler korkak bir şekilde ölmektense savaşta cesur bir şekilde ölerek Valhalla'ya gitmek istemişlerdir. Onlar için Valhalla'ya gidebilmek adeta bir ödül anlamına gelmektedir. Odin ile karşılıklı içki içerek ziyafetin keyfini çıkaracaklarına inanırlar.

Bifrost'u ise Marvel filmlerinde pek çok defa görme imkanımız oldu. Asgard tanrıları Odin'in izni olduğu müddetçe Heimdall tarafından korunmakta olan köprüyü kullanarak Dünya'ya gidebilmektedirler. 

Her yazıya bir şarkı koyma linkimizde ise bu hafta Judas Priest dinliyoruz! 

11 Ocak 2016 Pazartesi

İskandinav Mitleri #1: Tanrılar ve Tanrıçalar

Mit, genellikle doğaüstü kişileri, eylemleri ya da olayları anlatan ve doğal ya da tarihsel olgular hakkındaki yaygın bazı kanıları somutlaştıran, tamamen kurmaca bir öykü diye tanımlanır. İskandinav mitleri doğaüstü varlıklar ve olaylarla ilgilidir ve bu yüzden, Orta Çağ yazarlarının bize aktardıkları pagan/İskandinav düşünce tarzını anlamamıza yardımcı olabilirler. 

İskandinav sözcüğünü duyan pek çok toplumun -özellikle İngilizlerin- aklına hemen MS 800 ile 1100 yılları arasındaki üç yüz yıllık süre zarfında dört bir yanı fethetmiş, sömürgeleştirmiş, yağmalamış, ticaretle uğraşmış ve hatta kimileyin İskandinavya'nın doğusunda ve batısında yerleşim yerleri kurmuş olan gözü pek ve acımasız Viking halkı gelir. Bu insanların pagan bir dinleri ve epey karışık mitolojileri olduğunu söyleyebiliriz. Bu karmaşık mitoloji hakkındaki Türkçe bilgi azlığı beni rahatsız ediyor ve bu yüzden bulabildiğim kadar en dip köşe bilgileri sizler ile paylaşmak istiyorum. Yunan mitolojisi iyi güzel ama çok seks! Bize biraz daha vurdulu kırdılı bir halkın sert tanrıları lazım. İlk paylaşımım da bu tanrılar ve tanrıçaların kim olduğu üzerine olacak. Şimdiden iyi okumalar! 


Aesir ve Asynjur

Aesir tanrıları aslında Asgard içinde yaşayan tüm tanrıların genel adıdır ve büyük bir soydur. Tanrıları ölümsüz değildir fakat diğer ölümlülere göre daha uzun yaşarlar. Aesir soyunun lideri ise Odin'dir. Asgard içinde yaşamını sürdüren ölümlüleri ve Vanir soyundan gelen tanrıları yönetmektedirler. Vanir, İskandinav mitolojisinde soy olarak Aesir'den sonra gelen ikinci tanrı topluluğudur ve Dokuz Diyar içinden Vanaheim'da yaşarlar. Eski Nors hikayelerinde Aesir ve Vanir tanrılarının savaş içinde olduğu bilinmektedir.
Ayrıca Aesir, İskandinav mitolojisindeki erkek tanrılara verilen isimdir. Aesir tanrıları Asgard'ta Asynjur adı verilen tanrıçalar ile birlikte yaşamlarını sürdürmektedir. Tanrılar Asgard'a eşleri için Vingolf isimli çok güzel bir ev inşa etmişlerdir.


Aesir Tanrıları


Odin

Aesir tanrılarının ve Asgard'ın kralıdır. Haftanın ortanca günü olan Çarşamba adını Odin'den almaktadır (Onsdag). Bor ve Bestla'nın oğludur. Vili ve Ve adında iki kardeşi vardır. Frigg ile evlenmiştir. Balder ve Hod isminde oğulları olmuştur. Odin'in dişi dev Fjörgyn ile ilişkisinden Thor adında oğlu olmuştur. Başka bir dişi dev Grid'ten Vidar ve Rind'ten de Vali adında oğulları olmuştur. 
Odin, Asgard tanrıların lideri ve en güçlü olanıdır. Odin'in Asgard'ta yaşadığı evin ismi Valaskialf'tır ve evinde Hlidskialf adında bir tahtı bulunmaktadır; bu tahttan Dokuz Diyar'ın hepsini gözetleyebiliyordu. Zafer, mutluluk ve bilgeliğin tanrısıdır. Kendisine "Ruhların Lideri" takma adı verilmiştir.


Thor

Odin ve Fjörgyn'in oğludur. Gök gürültüsü tanrısı olarak bilinmektedir. Haftanın dördüncü günü olan Perşembe ismini ondan almıştır (Torsdag). Sif ile evlenmiş ve bu evliliğinden Trud ve Modi adında çocukları olmuştur. Ull ise Sif'in oğludur ve Thor onu da üvey evlat olarak kabul etmiştir. Ayrıca dişi dev Jarnsaxa'da Magni adında bir oğlu da vardır. 
Thor güçlü tanrılardan biridir fakat çok akıllı sayılmazdı. Pek çok dev onu aptal yerine koyar ve onunla dalga geçerlerdi. Thrudheim'da adında bir yerde yaşardı ve Asgard'ın en büyük evi olarak bilinirdi.



Tyr

Gökyüzü ve savaş tanrısıdır. Tanrıların en cesurudur. Haftanın ikinci günü olan Salı günü ismini Tyr'dan almıştır (Tirsdag). Cesareti ise kurt Fenrir'e göz kulak olmayı kabul etmesinden gelmektedir. Fenrir bir gün zincirlerinden kopar ve etrafa saldırmaya başlar. Bu sırada Tyr sağ elini kurda kaptırır ve İskandinav mitolojisinde tek elli olarak tasvir edilir.


Baldr

Odin ve Frigg'in oğludur ve tanrıların en iyisi olduğu söylenmektedir. Hod adında ağabeyi vardır. Nanna ile evlenmiş ve bu evlilikten Forsete isimli bir oğlu olmuştur. İsmi "Lord" anlamına gelir.
Baldr, Asgard'ın Breidablik bölgesinde yaşar.  Evinin çatısı gümüşten diğer kalan kısmı ise altından yapılmıştır. Her zaman temiz ve neşeli bir ev olmuştur; hiç bir zaman kötülüğü içinde barındırmamıştır. Aesir tanrıları içinde en kibar ve güzeli olarak betimlenmiştir fakat tüm bu iyi özelliklerine rağmen silik bir tanrı olarak kalmıştır. Aynı zamanda bir çeşit savaş tanrısı olarak da ismi mitlerde yer almıştır. Baldr hakkındaki mitler "Baldrs draumar" yani "Baldr'ın rüyaları"ndan gelmektedir.


Heimdall

Heimdal dokuz annesi olan ve bunların hepsi kardeş olan bir soydan gelmiştir. Asgard ve Midgard'ı birbirine bağlayan Gökkuşağı Köprüsü "Bifrost"un koruyucusudur. Aynı zamanda Odin'in en elit askerlerini yani Einherjarları yetiştiren de odur. 
Heimdall uzun boylu, yakışıklı, dişleri altından olan bir tanrıdır; ona "Altın Diş" takma isminin verilmesinin de sebebi bu yüzdendir. Kuşlardan daha az uyur ve çok iyi görme/duyma yetisine sahiptir. Yüzlerce kilometre öteyi gece gündüz demeden gözetler. Bifrost'un ilerisinde bulunan Himinbjorg isimli evde yaşar. 
Heimdal Gulltop adında bir ata sahiptir ve bu at tamamen altından yaratılmıştır. Hofund isimli bir kılıcı ve Gjallarhorn isimli bir boynuza da sahiptir. Bu boynuzun sesi o kadar temiz ve yüksektir ki çalındığı zaman Dokuz Diyar'ında duyacağı rivayet edilir. Heimdall bu boynuzu Ragnarök'ta çalacağına inanılır ve Gjallarhorn'un sesini duyan herkesin kıyamet savaşına hazır olması gerektiği söylenmektedir.


Bragi

Odin ve Gunnlod'un oğludur ve Idun ile evlenmiştir. Şiir ve müziğin tanrısı olarak bilinmektedir. Bragi'i çok uzun sakallı ve bilge biri olarak tasvir edilmiştir. Bragi bilgeliği ve en çok da sözcükleri akıcı ve hızlı bir şekilde söylemesi ile bilinmektedir. En bilgili olduğu konular şiir ve şarkılardır. Adı "Bragr"dan gelir yani "Şiir" anlamındadır.


Delling

Delling ya da Dellingr "parlayan, gün ışığı" anlamına gelmektedir ve gündoğumu tanrısı olarak bilinmektedir. Delling dişi bir dev olan Nat (night/gece) ile evlenmiş ve birlikteliklerinden Day (gün) adında oğulları olmuştur.



Freyr

Vanir tanrılarından Njord'un oğlu ve Freya'nın ikiz kardeşidir. Bereket tanrısı olarak bilinmektedir. Gerd isimli bir dev ile evlenmiştir. Alfheim'ın lideri ve cücelerin efendisi olarak bilinmektedir. Freyr "Lord" anlamına gelir ve inanılmaz derecede yakışıklı bir tanrıdır. Bereketin, barışın, gün ışığının tanrısıdır. Freyr eski bir Vanir üyesidir. Vanir ve Aesir arasındaki savaşlar bittiğinde Freyr ve diğer iki Vanir tanrısı Aesir'e gönderilmiştir. Aesir de Honir ve Mimir'i Vanir'e göndermiştir.


Forseti

Nanna ve Baldr'ın oğludur ve adalet tanrısı olarak bilinmektedir. Forseti aynı zamanda "başkan" anlamına gelmektedir.  İnsanlar ve tanrılar için adeleti sağlayıcı bir mahkeme görevi taşır. Meditasyon becerisine de sahiptir. Forseti Asgard'da Glitnir isimli gümüş çatılı ve altın sütunlarla kaplı bir evde yaşamaktadır. Glitnir "ışıldayan, parlayan" anlamına gelmektedir. Forseti'nin evi çok uzak mesafelerden bile görülebilecek kadar ışık yaymaktadır. 


Hermod

Odin ve Frigg'in oğludur ve cesurluğu ile bilinmektedir. Hel'e gidip Baldr'ı oradan almak için gönüllü olmuştur.


Hoder

Odin ve Frigg'in oğludur. Asgard'da diğer tanrılar ile birlikte yaşar ve kör bir tanrıdır. Kardeşi Baldr'ı ökseotu ile sarılmış bir ok ile öldürmüştür.


Honir

Honir uzun boylu, uzun bacaklı, yakışıklıdır. Kardeşinin adı ise Odin'dir. Aesir ve Vanir tanrıları arasındaki savaşta ateşkes imzalanabilmesi için Vanir'e rehin olarak gönderilmiştir.


Kvasir

Odin tarafından yaratılmıştır. Şiir ve bilgeliğin tanrısıdır. Kvasir çok bilge bir adamdır.İsmi "tükürük" anlamına gelir, bu onun nasıl yaratıldığını ona hatırlatır.Aesir ile Vanir arasındaki savaş bittiğinde Odin tükürükten yeni bir tanrı yani Kvasir'i yaratmıştır. Kvasir her soruyu cevaplardı ve mükemmel bilgeliği ile bilinirdi.


Magni ve Modi

Magni çok güçlü bir tanrıdır ve ismi "mighty-kudretli" anlamına gelir. Thor ve dişi dev Jarnsaxa'nın oğludur. Modi adında bir kardeşi vardır. Modi'nin isminin anlamı "courage-cesaret"tir. Thor ve Sif'in oğludur. Magni ve Modi, Ragnarök'tan sonra Thor'un çekicini miras olarak alacaktır.


Mimir

Adı "bilge olan" ya da "öğüt veren" anlamına gelir. Mimir tecrübeleri ve bilgeliği ile bilinmektedir. Aesir ve Vanir savaşı sırasında idam edilmiştir. Savaştan sonra kafası Odin'e gönderilmiş, bu durum hayal kırıklığı yaratmıştır. Mimir aynı zamanda "Mimir's Well - Mimir'in kuyusu" ile de bilinir. Her kim bu kuyudan su içerse bilgeliği elde edecektir. Odin bu sudan içip bilge biri olmak için Mimir'e bir gözünü vermiştir.


Narfi

Loki ve Sigyn'in oğludur. Vali adında bir kardeşi vardır. Vali, kardeşi Narfi'yi kurda dönüp öldürmüştür.


Njord

Freya ve Freyr'in babasıdır. Dişi dev olan Skadi ile evlenmiştir. Nerthus adında bir kız kardeşi vardır.Njord rüzgarın, kıyıların, denizcilerin, ırmakların tanrısı aynı zamanda Vanir tanrılarının da bir üyesidir. Aesir ve Vanir arasındaki savaş bittiğinde Njord ile birlikte iki kişi Aesir'e ateşkes simgesi olarak giderler. Njord, Asgard'da bir sahil kenarında Noatun adı verilen bir gemide yaşamaktadır.


Vidar

Odin ve Grid'in oğludur. Bilinen en güçlü ikinci tanrıdır. Vidi adında bahçeye benzeyen huzur dolu bir yerde yaşamaktadır. Sessizliği ve sakinliği ile bilinir fakat Ragnarök'ta ölen babası Odin'in intikamını alacağı anlatılmaktadır.


Asynjur Tanrıçaları



Freya 

Aşk tanrıçasıdır. Haftanın beşinci günü olan Cuma ismini Freya'dan almıştır (Fredag). Njord ve kız kardeşi Nerthus'un kızlarıdır. İkiz kardeşi Freyr'dir. Od ile evlenmiştir fakat bilinmedik bir sebeple kocası kaybolmuştur. Od'tan iki çocuğu olmuştur; Hnoss ve Gersimi. 
Freya aşk, şehvet, güzellik, sihir, bereket aynı zamanda ölüm ve savaş tanrıçasıdır. İsminin anlamı "hanımefendi, leydi"dir. Vanir'in eski üyelerinden biridir. Aesir ve Vanir arasındaki savaş bittiğinde Aesir'e gönderilen üç kişiden biridir. Güzelliği ile herkesi kendine hayran bırakan Freya şiir ve aşk şarkılarını severdi. Kırlarda gezindiği zamanlarda altın saçları arasından yerlere çicekler düşerdi. Ağladığı zamanlarda göz yaşları altına ya da kehribara dönüşürdü.


Frigg

Fjörgynn'in kızıdır. Doğa Ana olarak bilinmektedir. Odin ile evlenmiş; Baldr ve Hod adında oğulları olmuştur. Thor, Heimdall, Hoder, Hermod, Tyr, Bragi, Vidar ve Vali'nin üvey annesidir. Frigg, Asgard'ın kraliçesidir ve isminin anlamı "sevilen kişi"dir. Aşk, evlilik, doğurganlık, annelik gibi duygular ile betimlenmektedir. Evlenen kadınlar için en önemli tanrıçalardan biridir. Odin'den sonra evrende en üst mertebeye sahip tanrılardan biridir. Fensalir adında bir evi vardır.


Gefion (Gefjon)

Bereket tanrıçasıdır ve toprağı sürmek için kullanılan saban ile ilişkilendirilmiştir.  Gefion kendisini dilenci bir kadın olarak gizlerdi.


Idunn

Cüce Ivald'ın kızıdır. Bragi ile evlenmiştir. Gençlik/ölümsüzlük elmasının koruyucu tanrıçasıdır. Uzun ve sarı saçlı bir kadın olarak tasvir edilmiştir; baharın ve sonsuz gençliğin tanrıçasıdır. Ona verilen gençlik elmaları ile diğer tanrıların da yaşamlarının uzun olmasını sağlardı. Bir gün Idunn ve elmaları Loki tarafından kaçırılmıştı. Tanrılar gençlik elmaları kaybolduğu için giderek güçsüzleşmeye başlamışlardı ve Idunn'u kurtarmak için toplanıp plan yaptılar. Uzun uğraşlardan sonra Loki'yi kandırarak Idunn'u kurtarırlar.


Nanna

Baldr ile evlenmiştir ve Forseti'nin annesidir. Nanna, Baldr'ın öldüğünü öğrenince büyük bir kedere kapılır ve o da kocasının ardından ölür. Tanrılar Baldr ve Nanna'yı aynı sandala koyarak ateşe verirler.


Eir

Barış, hoşgörü, yardım ve merhamet tanrıçasıdır. Medikal yetileri ile bilinmektedir.



Sif

Uzun altın saçları ile tasvir edilen Sif tahıl, tarım ve bereket tanrıçasıdır. Thor ile evlenmiştir. Ull adında bir çocuğu vardır; Thor onu evlat edinmiştir. Hilebaz Loki, Sif'in saçlarını uykusunda kesmiş ve cüceler tarafından hazırlanan altın teller ile takas etmiştir.


Sigyn
Loki ile evlenmiştir. Narfi ve Vali adında iki çocuğu vardır. Loki'nin hileleri tanrıların ve yaşayan tüm ırkların başına bela getirdiği için tanrılar Loki'yi zincire gerer ve başının üzerine zehirli bir yılan koyarlar. Sadık bir eş olan Sigyn gece gündüz demeden onun yanında durur ve yılanın dişlerinden akan zehri bir kasede toplayarak Loki'ye zarar vermesini engeller. Sigyn dünyanın sonuna kadar Loki'nin yanında yer almıştır.


Sjofn

İnsanların ısrarcı fikirlerinin kötü sonuçlara yol açmaması için onları fikrinden döndürür ve erkek ile kadın arasındaki aşkı sağlayan tanrıçadır.


Snotra

Bilgeliği ile bilinmektedir. Zeki ve becerikli bir tanrıçadır.


Var

Kadın ile erkek arasındaki yeminin koruyucu tanrıçasıdır. Her kim yeminini bozarsa Var o kişiyi cezalandırır .