Odinoğlu Thor (Þórr), babasından sonra İskandinav
mitlerindeki en güçlü tanrı olarak bilinmektedir. Cermen mitlerinde Donar,
Donner, Thunraz; Anglosakson mitlerde Thunor olarak adı geçer. Gök gürültüsü,
şimşek, fırtına tanrısıdır. Aynı zamanda onurlandırma, şifa verme, bereket
sağlama gibi güçleri de vardır. Haftanın dördüncü günü olan Perşembe ismini
Thor'dan almaktadır (Torsdagr).
Odin ve Fjörgyn (Frigg)'in oğludur. Sif ile evlenmiş ve bu evliliğinden Trud ve
Modi adında çocukları olmuştur. Ull ise Sif'in oğludur ve Thor onu da üvey
evlat olarak kabul etmiştir. Ayrıca dişi dev Jarnsaxa'da Magni adında bir oğlu
da vardır. Thrudheim (Kudretin Yeri) 'daki 540 odalı Bilskirnir adlı sarayda
ailesi ve çocukları ile yaşamını sürdürmektedir. Burası Asgard'ın en büyük evi
olarak bilinir. Tanngrisnir ve Tanngnjóstr isimli iki tane keçisi vardır. Bu keçiler Thor'un arabasını sürmektedir.
Thor bir savaşçıdır ve onun
düşmanları, tanrıların da düşmanları olan devler, canavarlar ve tarih öncesi
güçlerdir. Bu düşmanları arasından en büyüğü ise Ragnarök'ta ortaya çıkacak
olan aynı zamanda üvey kardeşi Loki'nin de çocuğu olan Jömurgandr (Midgard
Serpent)'dır. Bu yüzden ona "Dünya Yılanı'nın Düşmanı" da
denmektedir. Genellikle iri yarı, kaslı ve güçlü, kırmızı sakallı ve uzun saçlı
bir adam olarak tasvir edilmektedir. Yeyip içmekten keyif alan bir tanrıdır.
Snorri Sturluson, Şimşek Tanrısı Thor'u şu sözlerle
anlatmaktadır:
Thor, tanrıların en önemlisidir. Ona "Aesir’in
Thor’u" ya da "Savaşçı Thor" da denir. Tüm tanrıların ve
insanların en güçlüsüdür. Üç değerli eşyası vardır. Bunlardan ilki, buz
canavarlarının ve uçurum devlerinin nerede olurlarsa olsunlar havaya
kaldırıldığını anlayabildikleri Mjölnir
denen kudretli bir çekiçtir. Mjöllnir'in kelime anlamı
"parçalayıcı"dır. Çekici Brokk ve Eitri isimli iki cüce kardeş
yapmışlardır. Çekiç yapılırken Loki sinek kılığına girip cüceleri ısırarak
rahatsız edince bir kaza olmuş, çekicin sapı kısalmıştır. Thor’un sahip olduğu
şahanelerden bir diğeri ise Megingjard
adındaki güç kemeridir. Thor bu kemeri taktığında tanrısal gücü ikiye katlanır.
Üçüncüsü ise, sahip olduğu şeylerin en değerlisidir: Demirden eldivenler. Bu eldivenler olmaksızın çekicini savuramaz.
Thor, Vikingler için özellikle saygı gösterilmesi gereken
bir tanrıydı. Bremenli Adam, Uppsala’daki tapınakta eşkâlleri Odin, Freyr ve
Thor olarak belirlenebilecek üç tanrı heykeli olduğunu söyler. “Onlardan en
güçlü olanı” Thor idi ve ortada yer alıyordu. Thor, “havaya hükmeder,
yıldırımları, şimşekleri, rüzgârları, yağmurları, elverişli hava koşullarını ve
ekinleri” yönetirdi. Eğer salgın hastalık ya da kıtlık baş gösterecek olursa,
kurban adanacak ilk tanrı Thor olurdu. Thor, adı Viking çağında hem erkek (Thorsteinn ve Thorfinnr) hem de kadın (Thorgerðr ve Thorgunnr) kişi adlarında
kullanılabilen yegane tanrıydı.
Snorri bir
hikayesinde Thor’un kötü dev Hrungnir’i nasıl yok ettiğini şöyle anlatmaktadır:
Hrungnir, taş kafalı ve taş kalpli, gudubet bir devdir.
Taştan yapılma son derece kalın bir kalkanı ve omzunda taşıyabileceği kadar büyük
olan ve silah niyetine kullandığı bir bileğitaşı vardır. Bir gün, Hrungnir ile
Odin, atlarının hünerleri konusunda kavgaya tutuşurlar. Odin atıyla birlikte
kaçar, Hrungnir de öfke içinde onun peşine düşer. O kadar hızlı gitmektedir ki,
Asgard’a vardığında durmayı başaramaz ve kapıları kırıp sarayın içine dalar.
Tanrılar, buna rağmen onu bir içki alması için içeriye davet
ederler. Hrugnir zilzurna sarhoş olur ve tanrıları yok edip tanrıçaları nasıl
kaçıracağı hakkında laflar gevelemeye başlar. Aesir’in çağırttığı Thor, büyük
bir hışımla bu düşmanlarına içkiyi kimin ikram ettiğini öğrenmek ister.
Hrungnir, Odin’den kendisini orada bulunduğu sürece korumasını talep eder ama
tarafsız bir alanda, ülkelerinin topraklarının sınırında Thor ile dövüşmeyi de
kabul eder.
Hrungnir, evine gidip kalkanını ve silah olarak kullandığı
bileğitaşını yanına alır. Diğer devler, bu dövüşün sonucu hakkında tahminler
yürütmeye başlayıp Hrugnir’in dövüşü kaybetmesinden kaygı duyarlar. Bu yüzden,
yüreği bir kısraktan alınmış olan, balçıktan devasa bir savaşçı heykeli
yaparlar. Hrungnir, kendi tanığı olarak getirdiği balçık dev ile dövüş
meydanına gelir ve Thor’u karşılamak için hazır bekler. Ama balçık dev Thor’u
gördüğünde korkudan altına işeyecektir. Thor ise koşu yarışmalarının şampiyonu
olan Tialfi’yi kendi tanığı olarak getirir. Tialfi, Hrungnir’e kalkanını önünde
tutmasa daha iyi olacağını, zira Thor’un yer altından geleceğini ve onu bu
şekilde hazırlıksız yakalayacağını söyleterek onu yanıltmaya çalışır. Buna
kanan Hrungnir, kalkanını yere koyup onun üzerine çıkar ve bileğitaşını da her
an saldırabilmek için elinde hazır bulundurur.
Thor yine alışılageldik öfkesiyle dövüş meydanına çıkar ve
çekicini Hrungnir’e fırlatır. Hrungnir de bu hamleye aynı şekilde yanıt verir
ve o da bileğitaşını Thor’a savurur. İki silah ortada çarpışır. Bileğitaşı
parçalara ayrılır; bir parçası yere (dünyadaki bütün bileğitaşlarının
çıkarıldığı yere) düşer, geri kalanıysa Thor’un kafasına sıkışır. Thor oracıkta
yere yığılıp kalır. Ama kudretli çekici Miollnir, hedefine doğru yoluna devam
edip Hrungnir’in kafasını patlatır. Hrungnir de bir bacağı yerde yatan Thor’un
üzerine gelecek şekilde yere yığılır. Bu arada Tialfi de balçık devi katleder.
Thor, devin bacağı ile yer arasında sıkışmıştır. Thor’un henüz üç yaşındaki
oğlu Magni gelip de bacağı oradan tek hamlede kaldırıncaya dek, kimse bacağı
yerinden oynatmayı başaramaz.
Thor eve döner fakat bileğitaşının bir parçası hâlen
kafasına sıkışmış haldedir. Tanrılar, soluğu gizemli Aurvandil’in karısı olan
cadı Groa’nın yanında alırlar. Cadı, Thor’a büyülü sözler söyler ve taş parçası
gevşemeye başlar. Bu mitin inancına göre evdeyken bileğitaşları ortalıkta
bırakılmaz; olur da ortalıkta bırakırsanız Thor’un kafasına sıkışmış olan parça
da titremeye başlar.
Yazıyı da bomba gibi bir Manowar şarkısı ile bitirmek isterim!
Thor the mighty, thor the brave! Crush the infidels in your way.
By your hammer let none be saved! Live to die on that final day.