
Eve dönüş vakti geldiğinde gemilerini hazırlayıp adamları
ile birlikte yola çıkarlar. Fakat dönüş yolculukları geldikleri kadar rahat
geçmez. Aniden başlayan fırtına ile birlikte deniz kabarır, Leif ve adamları
evlerinin yolunu kaybederler.
Sabaha karşı fırtına dindiğinde rotadan çıktıklarını ve
bambaşka bir kara parçasına vardıklarını görürler. Geldikleri yer yemyeşil
çimenlerle ve ağaçlarla kaplıymış. Hemen gemileri kıyıya yanaştırıp o yemyeşil
yumuşacık çimenlere uzanıp fırtınanın yorgunluğunu atmışlar.

Tyker onları alabildiğine geniş üzüm bağları ile dolu bir
yere getirmiş. İzlanda ve Grönland’da yetişmeyen bu meyveyi görünce hepsi çok
şaşırmış. Leif, babasının yanına dönerken halkına mutlaka bu meyveden götürmesi
gerektiğini arkadaşlarına anlatmış ve üzümleri gemiye yüklemeye başlamışlar.
Adadan dönüş vakti geldiğinde Leif “Üzüm bağlarıyla dolu bu
yerin adı Vinland olacak.” diyerek adanın ismini Üzüm Diyarı (Vineland) koymuş.
Aradan uzun yıllar geçmiş; Vinland şarkılara ve efsanelere konu olmuş. Bazı
meraklı bilgeler ise bu kara parçasının nerede olabileceğini araştırmaya
başlamış ve en sonunda Vinland’in Amerika Kıtası’nın batı kıyısında bulunan bir
ada parçası olduğunu keşfetmişler. Böylece Leif Erikson, Amerika’ya ayak basan
ilk Norveçli olmuş ve her yere onun heykelleri dikilmiş.
Viking Masalları kitabından faydalanılarak özeti çıkartılmıştır.